Osmanlı-Rus Savaşı'nda (93 Harbi) kahramanlığıyla bilinen Nene Hatun'un, savaş sonrası yaşadığı yoksulluk ve çaresizlik, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye yazdığı dilekçe ile bir kez daha ortaya çıktı. 1857 Erzurum doğumlu Nene Hatun, 1877'deki Aziziye savunmasında büyük bir cesaret göstermişti. Fakat bu kahramanlık, hayatının geri kalanında karşılaştığı ekonomik zorlukları ortadan kaldırmaya yetmemişti. Tarihi belgeler ve araştırmacıların çalışmaları da, Nene Hatun'un fakirlik içinde yaşadığını doğrulamaktadır. Yazar M. Talat Uzunyaylalı'nın "Efsane Kadın Nene Hatun" adlı kitabında da bu durum detaylı bir şekilde ele alınmaktadır.

Nene Hatun'un İsmet İnönü'ne Yazdığı Yürek Burkan Dilekçe

18 Ağustos 1943 tarihli dilekçesinde Nene Hatun ve savaş gazisi arkadaşı Name Hanım, İsmet İnönü'den yardım istiyordu. Dilekçelerinde Aziziye zaferinin önemini vurgulayarak, kendilerine gösterilen ilgisizliğe dikkat çekiyorlardı. Belediyeden aldıkları aylık 4 liralık maaşın yetersizliğini, geçen yıl verilen ekmeğin bu yıl kesildiğini ve açlık içinde olduklarını belirtiyorlardı. Dilekçedeki acıklı ifadeler, Nene Hatun'un ve arkadaşının yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor. Bu kahraman kadınların yoksulluk içinde geçen yaşamları, tarihin acı bir gerçeği olarak karşımızda duruyor.

Dönemin Siyasi Durumunun Etkisi

Akın Aktaş'ın araştırmasına göre, Nene Hatun ve Name Hanım'ın dilekçesi sonuçsuz kalmıştı. Nene Hatun'un gazetecilere "İnsaf edin, 4 lira ile ben ne yapabilirim?" demesi üzerine maaşı bile kesilmişti. Daha sonra Erzurum Belediyesi, maaşını 25 liraya yükseltmiş ve sürekli hale getirmişti, ancak bu durum bile kahraman kadının yaşamındaki zorlukların tamamen ortadan kalkması anlamına gelmiyordu. Akın Aktaş, Nene Hatun ve Kara Fatma gibi kadın kahramanların yaşadığı ekonomik sıkıntıların, dönemin siyasi koşullarından etkilendiğini vurguluyor. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin sosyal ve siyasi yapısı hakkında önemli bir ipucu sunmaktadır.

Bir Kahramanın Hayatı: Nene Hatun

Erzurum'da doğan Nene Hatun, 16 yaşında evlenmiş ve Erzurum'a gelin gitmişti. 22 yaşında, Osmanlı-Rus Savaşı'nda bebeğini beşikte bırakarak cepheye koşmuştu. "Bu bebeği bana Allah verdi, ona Allah bakar" sözleriyle cesaretini gösteren Nene Hatun, Türk kadınlarının kahramanlığının bir simgesidir. 4 erkek, 2 kız çocuğu dünyaya getiren Nene Hatun, I. Dünya Savaşı'nda üç oğlunu kaybetmenin acısını yaşamıştır. 1955 yılında zatürreden vefat etmiştir. Nene Hatun'un yaşamı, kahramanlığının yanında, Türkiye Cumhuriyeti'nin erken dönemlerindeki sosyal ve ekonomik sorunların da bir yansımasıdır.