TBMM'de Deprem Şehitliği Tartışması

TBMM Genel Kurulu’nda iç güvenlik düzenlemelerini içeren kanun teklifi görüşmeleri sırasında, Kahramanmaraş depreminde hayatını kaybeden polis ve jandarma personeline ilişkin önemli bir tartışma yaşandı. CHP milletvekili Ali Öztunç, depremde ölen 219 Emniyet Genel Müdürlüğü ve 66 Jandarma personelinin şehit sayılması gerektiğini savundu. Öztunç, bu kişilerin görevleri nedeniyle deprem bölgesinde olduklarını, tatil için gelmediklerini vurgulayarak, geride kalan ailelerinin mağduriyetine dikkat çekti. Konuşmasının devamında, Erzurum, Tekirdağ ve Adana gibi farklı illerden gelen bu görevlilerin fedakarlıklarının göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Devlet için canlarını feda eden bu kişilerin ailelerinin desteklenmesi ve şehitliklerinin kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Öztunç, konunun hassasiyetine değindi. Ayrıca, konunun hükümet tarafından ele alınması ve adil bir çözüm bulunması çağrısı yaptı.

Güvenlik Kanunu Eleştirileri

Selçuk Özdağ, kanun teklifindeki kamu düzeninin bozulması ifadesine tepki göstererek, uzun yıllardır iktidarda olan hükümetin bu bozulmaya neden olan faktörleri sorgulamasını istedi. Liyakatsiz atamalar, kaynakların yanlış kullanımı ve adaletsiz uygulamaların kamu düzenini bozan etkenler olarak işaret edildi. Anayasa Mahkemesi’nin daha önce benzer bir kanun maddesini iptal etmesine rağmen, aynı düzenlemenin tekrar gündeme getirilmesi eleştirildi. Özdağ, bu durumun hükümetin Anayasa Mahkemesi'ne olan saygısızlığını gösterdiğini ve millet iradesine aykırı olduğunu dile getirdi. Ayrıca, kanun teklifinin aceleye getirildiğini ve yeterince tartışılmadığını belirtti. Son olarak, teklifin ülke için olumlu sonuçlar doğurmayacağını savundu.

Muhalefet Partisi Görüşleri

İYİ Parti milletvekili Uğur Poyraz, kanun teklifinin devletin aklından ve ahlakından uzak olduğunu ve kurumların içini boşalttığını savundu. Kanunun, kaymakam ve vali atamalarında iktidar partisinin il ve ilçe başkanlarını önceliklendirdiğini öne sürdü. Ayrıca, valilik ve kaymakamlık görevlerinin istihdam alanı olmaması gerektiğini vurguladı. Poyraz, hükümetin bu tutumunun milletin devletten umudunu keseceğini ifade etti. Bu durumun, ülkedeki siyasi istikrarsızlığı daha da derinleştireceğini ekledi. Son olarak, kanunun detaylı bir şekilde incelenmesi ve kamuoyuna sunulması çağrısı yaptı.
DEM Parti milletvekili Ayşegül Doğan ise kayyum uygulamasını eleştirerek, hükümetin bu uygulama ile demokratik seçimlerle belirlenmiş yerel yönetimleri gasp ettiğini savundu. Doğan, kayyum atamalarının demokratik siyasi süreçlere müdahaleyi gösterdiğini ve halkın iradesini hiçe saydığını öne sürdü. Bu durumun, ülkede siyasi ayrışmayı derinleştirdiğini ve toplumsal huzursuzluğa neden olduğunu vurguladı. Kürtlerin siyasette yer almasına ilişkin çelişkili politikaları eleştirdi ve seçilmiş belediye başkanlarının hapis cezalarıyla karşı karşıya bırakılmasını kınadı. Son olarak, ülkedeki demokratik siyasi uygulamaların iyileştirilmesi ve siyasi mahkumların serbest bırakılması çağrısı yaptı. Bu çağrısının, ülkedeki toplumsal barışı sağlamada önemli bir adım olacağını belirtti.

Torba Kanun Eleştirisi

CHP milletvekili Ali Öztunç, kanun teklifinin "torba kanun" olduğunu ve yeterince tartışılmadan geçirildiğini belirtti. Ülkede çok fazla sayıda yasa çıkarıldığını ve bunun verimliliğe engel olduğunu vurguladı. Recep Tayyip Erdoğan'ın askerlerini övdüğünü ve "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyen kadın teğmenlerin disiplin cezası almasını eleştirdi.